Paylaşımlı ofis, son zamanlarda iş dünyasının en popüler temalarından biri. Siz de, kuşaklar arası çalışma kültürü dinamiklerini araştırırken, pandeminin ofis ortamlarına etkisini incelerken veya yeni nesil iş dünyası trendlerini takip ederken ortak çalışma alanları ya da paylaşımlı ofis kavramına denk gelmiş olabilirsiniz. Ancak “Paylaşımlı ofis gerçekte neyi ifade eder?”, “Bir ortak ya da esnek çalışma alanında işler nasıl yürür?” ve “Ortak çalışma alanları gerçekten geleceğin ofislerini mi yaratır?” gibi pek çok soru kafanızda canlanabilir. İşte paylaşımlı ofis alanları ile ilgili aklınıza takılan tüm sorulara cevap niteliğinde rehberimiz!
Temeli 1995 yılında Berlin’deki bilgisayar korsanlarının ortak çalışma fikrine dayanan paylaşımlı ofisler internetin yaygınlaşması ve ağların uzaktan çalışmayı mümkün hale getirmesi ile ortaya çıkan bir olgudur. Mobil çalışma, esnek çalışma alanı, ortak veya esnek ofis alanı gibi çeşitli tanımlamalarla ifade edilen paylaşımlı ofis (Coworking), bireylerin veya grupların farklı projeler üzerinde çalışmak için aynı ortamda bir araya gelmelerini ifade eder. Paylaşımlı ofislerin geleneksel ofislerden ayrışan en önemli özelliği, ortak çalışma alanındaki insanların genellikle farklı şirketler için çalışmalarıdır. Bu anlamda girişimciler, freelancerlar, home office veya uzaktan çalışanlar gibi ofis deneyimi olmayan herkes için belli bir üyelik ücreti karşılığında ortak çalışma alanı hizmeti verilir.
Özellikli pandemi ile birlikte son derece popüler hale gelen paylaşımlı ofis fikrine sıcak bakmanızı sağlayan bazı önemli faydalar mevcut. İşte ortak çalışma alanları veya paylaşımlı ofiste çalışmanın artı yönleri!